Ana Sayfa

30 Ocak 2012 Pazartesi

Chanel Takes Flight

Chanel Couture Jeti!.. Paris’teki Grand Palais içinde, Chanel için özel hazırlanan jette, 24 Ocak’ta gerçekleşen Chanel Couture defilesi ile Karl Lagerfeld’in yaratıcılığını bir kez daha konuşturdu!..


Her yaptığıyla moda gündeminin merkezine oturan Karl Lagerfeld için bir pazarlama dehası desek sanırım yanılmayız. Tasarladığı her koleksiyon, hazırladığı her show ve yaptığı he iş birliğiyle adından sıkça söz ettiren Lagerfeld, henüz net-a-porter için satın alınabilir fiyatlarda hazırladığı koleksiyonu ile gündemdeydi ki, Paris Couture Haftasında sergilediği Chanel defilesiyle bizleri yine şaşırtmayı başardı.


Chanel’in klasikleşen logosuyla oluşturulmuş halıları, çatı pencereleri ve uçak koltuklarıyla tam bir Chanel uçağı dekoru yaratılan defilenin her bir detayı zeka pırıltısı içeriyor. Yapımı beş gün süren Chanel uçağı içinde, yeni koleksiyonuyla, siyah-beyaz bir gökkuşağı yaratan Lagerfeld, kullandığı siyah, mavi ve krem rengindeki parçalarıyla, Chanel kadınlarının gündüzden geceye geçişini kolaylaştırmış.


Diğer markalar gibi eski dönemlerin modasından etkilenmeden, sadece kendi istediğini, kendi istediği tarzda, benzersiz hayal dünyasıyla bir araya getirerek hayat veren ünlü tasarımcı, 2012 ilkbaharı için oluşturduğu koleksiyon ile bizi yine kendine aşık etmeyi başardı. Gökyüzünün derinliklerinde yarattığı dünyası ile bir nevi Chanel hostes kombinleri oluşturan Lagerfeld, ilkbahar gökyüzüne uygun mavi tonlarıyla ortamı renklendirmiş.

Günlük hayatta rahatça kullanabilecek takımlar, elbiseler, ceketlerin yanı sıra ağırlıkta olarak gece davetleri için özel olarak hazırlanmış trapez, organza kokteyl elbiseleri için; kristal, payet, boncuk ve parlak PVC, kabarık kol, geniş yaka ve düşük cep detayları kullanılmış.

Diğer markalar tasarımlarıyla müşterilerine eğlence satarken, Chanel couture’leri ile, bu defilesindeki menüsüyle olduğu gibi, her zaman klasik bir tarz vaat ettiğini görüyoruz. Çanta yerine elbiselerin alt kısmına koyduğu cepleri kullanan marka, Chanel’in kurucusu efsanevi moda ikonu Coco Chanel’in 1930’larda “Cepler, insanların kambur durmasına sebep oluyor.” lafına atıfta bulunarak hazırlanılmış.


Chanel ve kendi markasıyla adını neredeyse her gün farklı bir mecrada gördüğümüz ünlü tasarımcının kendini en rahat ve sakin hissettiği yerin uçak olmasından dolayı, böyle bir show hazırladığını belirtirken, defile sonunda içinde çıkacağı özel bir kokpitte tasarlamayı ihmal etmediğini farkediyoruz.

Modellerin tırnaklarının dahi gökyüzü mavisine boyandığı, altmış bir farklı görselden oluşan bu görsel şölene ben bayıldım, ya siz??

Kaynak;tıktık!



Ladies and gentlemen, welcome aboard the Chanel aircraft flight SS2012. Flight time will be approximately twenty minutes as we soar high into the stylish skies. Your pilot this morning is Mr. Karl Lagerfeld, and he wishes you a pleasant ride.

As over 150 guests entered the Grand Palais Tuesday morning, they found the venue transformed in to a luxury jet-plane, complete with numbered seats, emergency exits with floor level lighting and a trolly cart to serve drinks. Excitement and curiosity riffled through the audience as they took their seats.Though Chanel is consistently recognized for it’s extravagant venues and settings, this retro-futurist space age jet still did not manage to outshine the classic Chanel collection. Though the slim silhouettes were fairly simple for couture, the detail and embroidery were impeccable; especially the tiny silver-coated feathers or silk petals that floated prettily when the models graced the runway.


In tune with the setting, this collection featured 150 different shades of blue; from powder and sky blues, warm violet blues, electric and royal blues, midnight and navy. Short sleeved, slim tweed dresses just above the knee were eminent of previous Chanel collections, but the silhouettes and colors were imbued with an aerodynamic neatness of old airline uniforms. The elongated hemlines which settled just above mid-thigh added to the slouchy sort of boy/girl look, so that when the models walked the runway with their hands in their pockets,  they looked, the designer said, “like boys whose jeans are slipping off.”

However, the main focus of this Spring / Summer collection was on the cocktail and full-blown evening dresses. Large Puffy shoulders, boat-necked suits, hidden pockets, rouche detailing and dazzling jeweled tights gave classic Chanel a modern, futuristic update. Slicked-back punk hair, cellophane, and sequins added edge to a classic collection.



At the end of the show, 60 looks later and after a safe landing, Karl Lagerfeld emerged from the cockpit to take a bow. Among the first class travelers were stars Cameron Diaz, Diane Kruger, Vanessa Paradis, Elizabeth Olsen, Alice Dellal and Daphne Guinness.


Source; click!

27 Ocak 2012 Cuma

Kate Moss for Mango S/S 2012

Kate Moss, Mangonun 2012 ilkbahar/yaz kampanyası için Terry Richardson’ın objektifi karşısına geçti!..


14 yaşındayken keşfedilen, kendine özgü giyim tarzı ve zayıflığı ile, dönemin kıvrımlı hatlara sahip modellerine meydan okuyup, kitleleri peşinden koşturan Kate Moss, 1990 yıllardaki Calvin Klein için çektirdiği monogram görselli kampanya ile markaların dikkatini çekmişti.
Geçtiğimiz yıllarda Topshop ile birçok işbirliğine imza atan otuz sekiz yaşındaki Moss, geçen sene marka ile olan yollarını ayırdı ve fast-fashion devlerinden Mango ile birlikte çalışma kararı aldı. Geraldine Saglio stilistliğinde hazırlanan kombinler ile oldukça rahat görünen Kate Moss, rock & roll tarzındaki şıklığı ile yine tüm güzelliğini gözler önüne seriyor.
Daha önce Scarlett Johansson, Penelope Cruz ve Olivia Palermo gibi birçok tarz sahibi ünlü ile kampanya anlaşması imzalayan Mango, bu sefer Moss’un yakın arkadaşlarından Terry Richardson’ı da bu işbirliğine dahil etti. Mango için çekilen kampanyanın yanı sıra, dokuz yaşındaki kızı ile beraber İngiliz sokak modası markası Debenhams için de bir “tweenage” koleksiyonu hazırlayan Moss, bohem stilini genç kitleyle buluşturmaya hazırlanıyor.
Her zaman, skinny Jean, ankle bot ve blazer ceketiyle gördüğümüz Moss’u , Mango’nun 2012 ilkbahar/yaz kampanyası için gördüğümüz iki fotoğraftan birinde, ipek pantolon ve salaş bluzu ile, önümüzdeki sezonun top trendlerinden olacak siyah-beyaz haliyle, diğer fotoğrafta ise, deri ceket ile kolayca kombinlenebilen, mağazaya üç farklı renkte gelmesini beklediğimiz pilili elbise ile olanı.
Sizleri, “Bad Boy” Terry Richardson’ın çektiği, koleksiyona dair daha fazla ipuçlarını bulabileceğimiz Mango 2012 ilkbnahar/yaz videosu ile başbaşa bırakıyorum!..

Kaynak; tıktık!


Kate Moss has a brand new gig.she 38-year-old supermodel is the latest celebrity to appear in a Mango campaign, following in the footsteps of Scarlett Johansson, Penelope Cruz and Olivia Palermo.The project is a collaboration between Moss and long-time friend and photographer Terry Richardson.Try on Kate Moss's hairstyles in the Makeover Studio"I'm really excited to be working with Mango," Kate said. "We had a great time shooting the campaign... Shooting with Terry is always fun."In addition to fronting Mango's spring 2012 campaign, Moss is also set to team up with her nine-year-old daughter to create a girls' clothing line. Kate and Lila Grace are working with British high street store Debenhams on a range of "funky tweenage" designs set to sell this summer.

Gisele is the new face of Givenchy"Lila has always loved trying on Kate's clothes and make-up, and is already really into fashion," says one source. "It was mainly all [Lila's] idea and Kate obviously agreed to help out as much as possible, using her contacts to land the duo a deal."The word is that mini-Moss wants the line to be very traditional and "English rose-esque," quite the departure from her mother's infamous boho style.



The Spanish high street fashion label, Mango, were obviously chuffed with the response to last season's viral video campaign starring Kate Moss and Terry Richardson!

Source; click!

26 Ocak 2012 Perşembe

Felicity Jones for Dolce & Gabbana Kohl Collection

28 yaşındaki İngiliz aktrist Felicity Jones, Dolce & Gabbana’ nın yeni kozmetik koleksiyonu “Kohl” un marka yüzü oldu!


Gözlerin ruhun penceresi olduğunu ve dudak parlatıcıları, ojeler, farlardan oluşan koleksiyonlarının ana parçası olan smokey farlar ile gözlerdeki ifadenin daha kuvvetli ve derin gözükmesini amaçlayan markanın kampanya görselleri, dünya çapında yaptıkları bir çok çalışma ile isimlerini duymaya alıştığımız, Mert & Marcus tarafından çekildi.

Sunday Times’ a verdiği röportajda, kendini, vücut tipi, cesareti, stili ve duruşu ile Audrey Hepburn’nin modern hali olarak gördüğünü ve ünlü moda ikonu Hepburn’ ün çalışmalarındaki zeka pırıltısına bayıldığını söylüyor.

Sophia Loren’in başrolünde olduğu, Dino Risi tarafından 1955 yılında çekilen “Scandal in Sorrento” adlı İtalyan filmden ilham alana Dolce & Gabbana’ nın moda ve sinema aşkına bayıldığını söyleyen Jones, Domenico Dolce’ye göre doğal bir kışkırtıcı tarafı var.


Kohl Koleksiyonunu hazırlayan, D & G ‘nın yaratıcı danışmanı Pat McGrath’ a göre Jones’ un, insanların söylediklerini umursamayan, rahat bir tavrı ve genç bir surat ifadesi var. Makyajın insanların hayata bakış açılarını değiştirebilecek güçte olduğunu, kendisinin de herhangi bir role bürünürken makyajı sıkça kullandığını söyleyen ünlü oyuncu, marka ile yaptığı bu anlaşmadan oldukça memnun.

Koleksiyon, mavi ile yeşil karışımı tavuskuşu, krabon rengi siyah, gözleri aydınlatmak ve öne çıkarmak için beyaz, kadifemsi bir gölge yaratmak için ise, bordo ve grinin karışımı olan çikolata rengi ürünlerden oluşuyor.2012 Ocak ayı itibariyle, dünya çapında seçilmiş butiklerde satışa çıkan ürünlerin fiyatları ise 21€ civarında.

Kohl koleksiyonu ile, genç bir ruh yaratmak, fütursuz ve aristokrat bir tarz sahibi olmak isteyen D & G için Felicity Jones, kendine güvenen ifadesi, seksiliği ve egzotik güzelliği ile çok doğru bir seçim olmuş bence!


28 year old British actress Felicity Jones, poses as the new face of Dolce & Gabbana cosmetics. Featuring for the "Kohl Makeup Collection", the raw and sensual beauty is stunning in a red creation of the label, along with red glossy lips, dark nails and a smoky eye look. The image has been lensed by the noted photographer duo of Mert & Marcus. In the Sunday Times interview Chrissy likens her to a modern Audrey Hepburn with the 'same small frame, big courage, style and poise. Felicity says 'I love that she brought wit to everything she did.'



She also says that she adores Dolce and Gabbana's theatrical emphasis on fashion and their love of cinema.Indeed their inspiration has been Italian cinema especially 'Scandal in Sorrento' starring Sophia Loren Directed by Dino Risi in 1955.

She is naturally provocative' says Domenico Dolce. 'There's something assured and challenging about her gaze which makes you realise that she doesn't care what anyone thinks'.'She's got that high society girl attitude' Adds Stefano. 'You can see it n the way she holds her head, the way she looks at you. It's all in the eyes.""There's something very luscious and young about her face," says Pat McGrath, Dolce and Gabbana creative advisor, who created the look for the Khol Collection. "Using the Khol pencils to define Felicity's eyes really brought out this beautiful confidence in herexpression. She looks at you with such knowing assurance.''I love how make-up can change the way you look and feel' says Felicity. 'As an actress, I consider it part of my professional tool kit - I definitely use make-up to help me get into a role. And in real life, I love its ability to transform me for special occasions.  Representing Dolce and Gabbana's Khol Collection was a real thrill. Getting to work with such talented photographers as Mert and Mercus, getting to wear such beautiful clothes, having my make-up and hair done to perfection - it doesn't get much better."



Above True White, Peacock and Chocolate intense Nail Colour and Khol PencilSparkleStyle are loving Dolce and Gabbana Khol Collectionavailable exclusively at HarrodsBefore we go have a look attwo tutorials from the fabulous Pat McGrathfor the divine Passion Duo Lipsticksand Creamy Foundationboth of which can be worn withKhol Collection.Dolce and Gabbanna wanted a Youthful Spirit, and irreverenceand an attitude of aristocratic wildness in theKhol Collection  - Felicity Jones is perfect for this Khol Collection is bold eyes and nails - intensity and drama a strong mix of confidence and beauty.It consists of five new soft tipped pigment rich intense Khol eye crayons. An Eye Quad Femme Fatale with ultimate neutrals - taupe loam brown, toning depth depth and drama with carbon black and shimmering white for highlighting.and five Nail Lacquers to match the Khol pencils.

Felicity Jones’ natural seductiveness and self-assured gaze make her the picture perfect testimonial for this make up collection aimed at the more youthful Dolce&Gabbana client. The gaze intensifying eye make up starts with the eyeliner. The Intense Khol Eye Crayons are soft-tipped, pigment rich and specially formulated to create defined lines, like wings or flicks as well as for smudging for that timeless smoky effect. They come in a variety of hues, perfect for any complexion and eye colour. Peacock – a vivid blue/green, True Black – a rich carbon colour; True White – for highlighting and brightening the eyes, Chocolate – a velvety, cocoa shade, and Dahlia, a deep burgundy hue mixed with a hint of grey.


With such dramatic eyes, make an extra statement with richly coloured nail varnishes. For the ultimate flair to your look, the shades, which of course match the rayon colours perfectly make for real attention to detail. The shades consist of True White that adds a fresh ‘mod’ element to nails; Wild Green – a beautiful, verdant shade; and Peacock, a two-tone blue/green colour. Completing the collection are Chocolate, a velvety cocoa shade and Dahlia, a deep burgundy hue.The Khol Collection is available in selected boutiques worldwide. Intense Khol Eye Crayon €21, Intense Nail Lacquer  €21. The collection will release in January 2012.

Source; click!

24 Ocak 2012 Salı

Dita Von Tees for Target Von Follies Lingerie Collection Spring 2012

Ünlü Burlesque yıldızı Dita Von Teese, bugünlerde yeni iç çamaşırı koleksiyonu ile konuşuluyor!..


Küçük yaşlarından beri 1940’ların modası ile yakından ilgili olan Dita Von Teese, baleye olan yeteneğini de kullanarak 13 yaşında ilk solo gösterisini gerçekleştirdi. İç çamaşaır konseptine hem giydikleriyle hem de ruhuyla teslim olan Teese, 16 yaşındayken ilk korsesini aldı ve çeşitli klüplerde dans etmeye başladı. Dita’ nın kendine has saç modeli ve eldivenleri, onu diğer dansçılardan ayrıan en büyük özelliklerdi. Giderek artan popülerliğini de dünyaya duyurmak isteyen Dita, 1992 yılında internetteki ilk model sitesi olan sitesini açtı. 1990’lı yılların sonlarına doğru arka arkaya Playboy dergisine kapak olması, ilerde gerçekleştieceği müzikli dans gösterilerine referans oldu.

1700’lü yıllarda hakim olan alaylı,komik hatta kaba olarak ta tabir edilen, Burlesque isimli sanat akımından aldığı ilhamla hazırladığı show’larında giydiği 1930 ve 1940 moda tarzına ait kıyafetler, onun şimdi akıllardaki imajının temellerini oluşturdu.

2001 yılında çıkardığı “Femme Totale” ile çok konuşulan Dita Von Teese’ in sütyen, korse, jartiyer, büstiyer olmak üzere yirmi altı çeşit üründen oluşan iç giyim koleksiyonu, siyah danteller, leopar baskılari satenler ve zımba gibi seksi detaylardan oluşuyor.


Avustralya’nın ünlü web sitesi www.target.com için hazırlanan koleksiyon, 8 Şubat itibariyle sadece Avustralya’ da hem online olarak, hem de Target mağazalarında satışa sunulacak. “Von Follies” adı verilen koleksiyon, önümüzdeki sene ise diğer ülkelerde de piyasaya sürülecek.

Dita Von Teese’nin kendi iç çamaşır koleksiyonundaki materyallerden ilham alınarak hazırlanan bu parçalar, Teese’ in vintage iç giyime olan merakı ve piyasadaki az bulunurluğu sebebiyle üretilmiş. Ünlü show girl, 1950’ lerin iç çamaşır tarzını modern ve fonksiyonel bir hale getirerek, her gün giyilebilir kılmış.

17$ ile 79$ arası değişen makul fiyatları ve beden çeşitliliği ile kadınların koleksiyona daha kolay ulaşmaları sağlanmış. Kalıbı ile kadınların daha seksi görünmesini ve hatlarını doğal bir şekilde ortaya çıkaran bu feminen ürünler, Teese’in isteğiyle büyük bedenlerde de üretilmiş, böylece her kadının kendini muhteşem hissetmesi sağlanmış.

Twitter’da 900.000 takipçisi olan dünyanın en ünlü stil ikonu olan Dita Von Teese, aynı zamanda markalarla yaptığı işbirlikleri ve kendine özgü tarzı ile de çıktığı ilk günden beri popülerliğini devam ettirmekte. Target’ ın marka stratejisti Michele Hamford, bu sebeple beraber yürüttükleri kampanyanın çok büyük ilgi göreceğini düşünüyor.



2008 yılında Wonderbra adlı marka ile birlikte çıkardığı iki iç çamaşırı koleksiyonundan sonra, yine aynı sektörde işbirliklerine devam eden Dita Von Teese’ in bu ürünlerini çok beğeniceksiniz!..

Kaynak; tıktık!



Though she's no stranger to posing in her skivvies, burlesque queen Dita Von Teese's latest striptease is a special one, as it marks the launch of her own Von Follies lingerie line.Available exclusively at Target stores in Australia (sigh, we know) beginning February 2012, the racy collection takes inspiration, as expected, from Von Teese's love of 1950s pinups.

Designed in collaboration with Lime Door Brands, the flirty offerings include retro high-waisted briefs; feminine grosgrain, eyelet, and ribbon details; garter belts; corsets; and overwire bras available up to an E cup.

"There are so many vintage lingerie pieces I love that I haven't been able to find in all my years of collecting," the brunette bombshell says in a press statement. "I wanted to design pieces that are tributes to my vintage obsessions, to make them beautiful and functional, while modernizing them for everyday wear.

"I've had a longtime fascination with the 1950s-era overwire bras. It's something that has been quite a task to create, but the end result is so chic, and so unique, I'm very proud of it. It's a statement piece meant to be seen. I am also very happy with the beautiful panties we've made and can't wait to have them in my lingerie drawer! They are so comfortable and sexy, and flattering on any shape."

Color- and fabric-wise, the collection spans from racy red and animal prints to pale satin and black lace overlay. As with her new Muse dress collection, Von Teese ensured that fuller frames were also accommodated.


"Size range was one of the first things I asked when I was approached to create this collection," she says."It was important to me to accomplish the task of making these beautiful things in sizes that can make any woman feel sexy and glamorous, and I'm very proud that we have been able to do that, while keeping prices affordable."

Source; click!

23 Ocak 2012 Pazartesi

Roberto Cavalli and Franck Muller co-branding for Watch Line

Prestijli İtalyan markası Roberto Cavalli Grup ve İsviçreli lüks ve yüksek segmente hitap eden saat markası Franck Muller Grup, geçtiğimiz hafta  bir basın toplantısıyla, yaptıkları ortaklığı açıkladılar!

Yaratıcakları “Roberto Cavalli by Franck Muller” adındaki markaları için, Ar-ge, üretim ve dağıtımını yapacaklarını belirten tasarımcılar, beraber hazırlayacakları bu koleksiyonda 1500 ile 4000$ ve 4000 ile 8000$ olmak üzere iki farklı fiyat stratejisi uyguluyorlar.Ocak 2012’de operasyonel çalışmalarına başlayacak olan bu saatler, hem Roberto Cavalli ve Franck  Muller’in mağazalarında sonbahar itibariyle,  hem de uluslararası alanda önemli ve lüks saat perakendecilerinde , birçok ülkede satışa sunulacak.


İsveç yapımı olacak bu saatler, yüksek standartlar kullanılarak erkek ve kadınlar için, bahsi geçen dünyaca ünlü iki tasarımcının marka isimlerinin gücünü de arkasına alarak Floransalı moda grubunun kendine özgü stil ve sembollerini biraryaa getirmeyi amaçlıyor. Franck Muller Grubun eşsiz mühendislik ve teknik özelliklerinde üretilecek olan bu koleksiyon, sofistike müşterile için yüksek kalite ve fiyattan, diğer markalarla giriş-fiyat kategorisinde rekabet edecek kapasitede modeller içerecek.

Franck Muller markasının kalite, stil ve yaratıcılığından her zaman etkilendiğini söyleyen Roberto Cavalli, bu özelliklerin saat sektöründe bir markanın öne çıkması için sahip olması gereken en önemli ayırt edici özellikler olduğunu düşünürken, her iki markanın müşterilerinin de geniş bir saat koleksiyonu olmasına istinaden, markasının 40.yılında bu ortaklığın çok verimli olacağını belirtiyor.

Cavalli’nin modernliği ile Muller’ in özel yeteneğinin birleşmesiyle ortaya çıkacak bu saat dizaynlarını sabırsızlıkla bekliyorum!

Watchland officially marked the opening of the twentieth edition of its World Presentation of Haute Horlogerie (WPHH) with a dazzling press conference in Genthod to be remembered: together, Franck Muller and Roberto Cavalli put on a press conference-slash-show that almost left the media in attendance in awe due to the sheer display of charisma from both the watchmaker and the fashion designer. Many reporters even asked to take a picture with the designer.

The self-proclaimed “master of complications” will be joining forces with the fashion designer extraordinaire to create a new collection called Roberto Cavalli by Franck Muller that will be sold in the best Roberto Cavalli flagship stores and through a selection of the best Franck Muller boutiques and most prestigious retail stores. The new line is promised to be “extremely exclusive in distribution” though it will comprise mainly women’s watches and some timepieces for men in the fierce, daring style of Cavalli.

The high-end Roberto Cavalli by Franck Muller collection won’t be revealed until September and neither the Swiss nor the Italian man gave any hint on what it will entail. From this reporter’s point of view, the main focal point of the day was the bromance in the air – with both men professing brotherly mutual admiration and unveiling details of their respective personal lives to the bemusement and even applause of the standing-room-only conference room. Muller even went so far as to tell the tale of his wedding proposal in a helicopter flying over the Grand Canyon and relating that his wife was wearing a Roberto Cavalli dress on that occasion. The fact that neither of them master have English as a mother tongue only made the stories more spontaneous and picturesque.

“The most beautiful women we see are always wearing Cavalli,” announced Muller. “Beautiful, charming, sexy and rich!” added Cavalli, who also teased his cooperation partner by jokingly saying that “my collection will be much more beautiful than yours…I love this competition, life is a competition!” More seriously, the designer expressed his wish to “create something different, something new that people will recognize instantly as if it were a Cavalli dress.”


The name Cavalli has been used in two watch collections and both were priced at very affordable points: Roberto Cavalli and Just Cavalli. The Just Cavalli line, oriented to a younger demographic, will continue to be sold, while the other collection will cease in order to allow the Roberto Cavally by Franck Muller label the spotlight. It will bear the motto “Premium Fashion Watchmaking.”

Vartan Sirmakes, co-founder of the Franck Muller Group, sees this as more than a mere co-branding venture. “I am very proud of this partnership, and in the future the Franck Muller Group and the Roberto Cavalli Group will be doing many things together.”

Source; click!

21 Ocak 2012 Cumartesi

Good Girl Gone Bad ; Rihanna&Armani

Moda dünyasında marka ile beklentileri boşa çıkarmayan ünlü isimlerin birlikteliği tüm hızıyla devam ediyor!.. 


Çıktığı ilk günden bu yana popülerliği artan Rihanna’ nın müziksektöründeki başarısı elbette ki tartışmasız. Çok küçük yaşlarda ünlü müzik direktörü Jay Z tarafından keşfedilen Barbodoslu şarkıcı yıllar geçtikçe seksepalitesini arttırdı ve belki de o zamanlarda da içinde bulunan asi ruhunu daha fazla gözler önüne sermeye başladı. İnsanların müziğine, fiziğine ve yaptıklarına olan ilgisinin artışıyla, ünlü markalar da Rihanna’nın peşinden koşmaya başladı.
Düzgün fiziği ve güzelliği ile de hepimizin hayranlık duyduğu şarkıcı, Nike, Clinique,  Procter & Gamble, Gucci ve Nivea gibi markalarda çeşitli konularda işbirlikleri ve sponsorluk anlaşmaları yaparak, imajının kalitesini arttırmış oldu. Son olarak geçtiğimiz sene Eylül ayında Armani ile beraber çalışarak markanın 2011 sonbahar/kış koleksiyonunun yüzü Megan Fox’u tahtından etti. Armani’ nin iç çamaşır ve jeanlerinin kampanya yüzü olan ve kendi adına kapsül bir koleksiyon da oluşturan Rihanna, tasarladığı siyah deri ceketi, leopar desenli çantası, dantel iç çamaşırları ve tişört ile jeanden oluşan koleksiyonuyla büyük ilgi gördü.

Bu ortalıktan epeyli memnun kalan Armani, bu sene de Rihanna ile beraber yürüttüğü çalışmalarına devam etme kararı aldı. Reklam çekimleri için dar Armani kot ve kısa bluz giyerek bir yandan markanın Armani Jeans koleksiyonunu, bir yandan da kendi adına oluşturulmuş Emporio Armani iç çamaşır koleksiyonlarını tanıttı.
Ünlü fotoğrafçılar Mert Alaş ve Marcus Piggott tarafından Dublin’ de siyah beyaz olarak çekilen reklam fotoğraflarında, Rihanna’nın son dönemdeki kliplerinde de hakim olan seksapel ve provakatif hava doğal bir biçimde ortaya çıkartılmış. Son olarak sarışın ve kısa saçlarıyla gördüğümüz şarkıcı, bu kampanyada kahküllü, orta boydaki koyu renk saçlarıyla karşımıza çıkıyor ki, fotoğraflardaki masum ifade de bizce buradan geliyor.
Kaynak; tıktık!







The cooperations between celebrities and fashion brands continues in fullswing!


From the first day that Rihanna came to our lives, her popularity is growing steadily by her albums, hot songs and also her appearance of course. Barbadian singer discovered by famous musıc director Jay Z when she was young and that changed her life forever. Over the years she became sexier and started to show her rebel soul to us.

Rihanna who all of us admire her in every way, started to take attention of worldwide brands. She cooperated with  the brands like Nike, Clinique,  Procter & Gamble, Gucci and Nivea and therefore she increased the quality of her image. She made deal with Armani last September and became brand’s new face which was with Megan Fox for earlier campaign. Rihanna who was taken photographs for 2011 Armani autumn/winter collection for its lingerie and jean lines, she had also prepared her capsule collection including black leather jacket, leopard bag, lace lingerie, tshirt and jean.

Armani had satisfied with this partnership and decided to continue working with Rihanna fort his year too. This season she presents Armani Jeans Collection and Emporio Armani Lingerie Collection.

The black-white photos which were taken by famous photographers Mert Alas and Marcus Piggott in Dublin, have the same, sexy and provakative mood with Rihanna’s latest videos. Lately we’ve seen her blonde and short hairs, but for this campaign, the brand wanted to show her innocent and natural side that’s why we see her with her fringe and dark haired .

19 Ocak 2012 Perşembe

La Deesse, Perfume Designer Boutiques

Parfüm tasarımında Türkiye'de ilk butik olma özelliğine sahip La Deesse, Nişantaşı'nda oldukça merkezi bir noktada yer alıyor. Farklı meslek gruplarına mensup iki arkadaşın ortak işlettikleri butik, yurtdışından farklı 18 markanın parfümlerinden seçtiklerinizi ve size en uygun olanları bir araya getirerek kendi "kokunuzu" yapmanıza imkan sağlıyor. La Deesse'nin mis kokulu butiğinde  Modazon ekibi olarak gerçekleştirdiğimiz röportaj sonunda bir de sürpriz öğreniyoruz. La Deesse butikte, Şubat ayı itibariyle parfüm tasarımı konusunda workshop çalışmaları da başlayacak:)



-Bize kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
Ilgım: 1981 doğumluyum. 1998-2002 yılları arasında Kimya eğitimimi tamamladıktan sonra, 2003'te ISIPCA'nın uluslararası parfüm ve kozmetik programı olan EFCM'e kabul edildim. Paris'teki bir yılın ardından İngiltere Plymouth Universitesi'nde kozmetik ve kokulu maddelerle ilgili masterımı tamamladım. Uzun süreler parfüm/kozmetik sektöründe çalıştıktan sonra La Déesse'te parfüm tasarımına devam etmekteyim.
Birgül: 1980 doğumluyum. Üniversite eğitimimi Makina Mühendisliği alanında tamamladıktan sonra İngiltere’de İşletme master’ı yaptım. Türkiye’ye döndükten sonra yaklaşık 7 yıl IKEA’da çalıştım. Bu tecrübe bana bir markanın yeni bir ülkede kurulması ve bilinirlik oluşturmasının nasıl bir süreç olduğunu gösterdi. Uzun süre kurumsal hayatta çalıştıktan sonra, hayalini kurduğum kendi markamı yaratma şansını La Déesse’de yakaladım.
-Parfüm oldukça özel bir ürün, temeli nedir?
Ilgım: Parfüm yaşayan bir tasarımdır ve stilinizi tamamlayan çok önemli bir unsurdur. Siz odadan çıktığınızda geriye sadece kokunuzu bırakabilirsiniz..dolayısıyla çok kuvvetli bir iletişim aracıdır.
-Parfüm tasarım butiği işletme fikri, nasıl ortaya çıktı?
Birgül: Parfüm sektörününde şu anda hemfikir olunan nokta bu sektörünün geleceğinin niş markalar olduğu yönünde. Biz de bu sektörde, doğru yaklaşımın bu olacağını düşündük. Türkiye’de henüz niş markaların çok kısıtlı sayıda olması da bize fırsat olarak göründü. Tecrübelerimizi, tasarımla birleştirebilecek olmamız da bizi ayrıca heyecanlandırdı.
-İki arkadaşın bir ekip olması kolay mı? Nasıl bir deneyim bu?

Hem kolay hem de zor yönleri var, ancak önemli olan arkadaşlık ve profosyonel hayat arasındaki çizgiyi dengede tutabilmek.

-Bir marka olmaya nasıl karar verdiniz?

Aslında bir araya gelirken ikimizin de hayali buydu, bir marka yaratmak. Tabi bunun için uzun bir hazırlık dönemi geçirdik. Şirketimizi kurduktan yaklaşık 1,5 yıl sonra markalaşma çalışmalarımız sona erdi. Bu sürecin her aşamasında profosyonellerden destek aldık. Markanın görsel kimliğinin yaratılmasından tutun da, iletişim dili, verilen mesajlar, markanın vitrini olan mağazamızın tasarımına kadar herşeyin bir bütün olmasının ve aynı dili konuşmasına en başından itibaren özen gösterdik.



-Butiğinizin adı La Déesse, ilhamınız nedir?

La Déesse Fransızca tanrıça anlamına geliyor. Tanrıçaların ‘tek’, ‘herkes tarafından özenilen’, ‘gizemli’ yaradılışları bizim çıkış noktamız oldu.

-Butik açmak için neden Nişantaşı?

Nişantaşı’nın İstanbul’da alışverişin kalbi olduğunu düşünüyoruz. Markamızla anlatmak istediğimiz hikayenin önce Nişantaşı’nda anlatılması gerektiğini düşündük, çünkü burada alışveriş yapan kitlenin yeniliklere çok açık.

-Her kadın kendini özel hissetmek ister, parfüm de bunun en etkili yolu. Peki siz müşterilerinizin kendilerini özel hissetmeleri için neler yapıyorsunuz?
Öncelikle mağazamızda insanların uzun süre geçirmek isteyecekleri bir ortam yaratmak istedik. Sıcak bir karşılama ve gelen kişilerin kendilerini evlerinde hissetmeleri bizim için çok önemli. Mağazamızda ürünlerimizi tanıtırken, arkalarındaki hikayeleri ve parfümerlerin ilham aldıkları öğeleri paylaşmak müşterilerimizin aldıkları ürünlerle birlikte kendilerini de özel hissetmelerini sağlıyor.
-Dükkanınızda hangi markalar mevcut ve neden bu markaları seçtiniz?
Mağazamızda, Maison Francis Kurkdjian, Keiko Mecheri, Miller Harris, Ormonde Jayne, Robert Piguet, YS UZAC, Place des Lices ve Acca Kappa gibi kendi hayallerinin peşinden koşan dünyaca ünlü parfümerlerin niş markaları bulunmaktadır. Bu markalar, parfüme yaklaşımları, kokularının kreasyonu, kalitesi ve niş parfümeri dünyasındaki yerleri bakımından bizim de çok takdir ettiğimiz ve takip ettiğimiz markalardı.
Onların bizi seçmeleri konusuna gelecek olursak; bu markalar, kreasyonu yapan parfümerler tarafından kurulmuş ve yönetiliyor olmaları nedeniyle, ürünlerinin satılacağı lokasyonlar ve birlikte çalışacakları kişiler konusunda çok seçiciler. Markalarına özen gösterecek, marka kimliklerini zedelemeyecek ve değer verecek kişilerle ve kurumlarla çalışmayı tercih ediyorlar. Biz de bu süreçte her markamızla yüz yüze bir araya gelerek, iş planımız, pazarlama ve iletişim planlarımız, mağazamızın yeri ve aklımızdaki konsept ile ilgili sunumlarımızı yapıp, kendimizi tanıtarak bizimle çalışmaları için ikna ettik.

-Niş parfüm markalarınızın hedef kitleleri hakkında bilgi verebilir misiniz?-Dükkanıza getirdiğiniz markaları seçerken kendi koku zevkinizden de yararlanıyor musunuz?
Bazı markalarımızın ürün gamının tamamını getirirken, ürün yelpazesi çok geniş olan bazı markaların ürünleri arasında bir seçime gitmek durumunda kaldık. Bu seçimleri yaparken, Türkiye’de en çok tercih edilen koku aileleri, markaların diğer ülkelerdeki best seller’ları ve kendi zevkimizi kombine ettik.
Niş markaları, parfüme bir sanat eseri gözüyle bakan, parfümün kişinin imza araçlarından biri olduğunu düşünen ve çoğunluğun tercih ettiği değil de kendini farklı hissetmek isteyen kişileri hedefliyor. Niş markaların parfümlerinin arkasında daima bir hikaye yatıyor. Parfümer tasarımı yaparken bir müzik senfonisinden, geçmişteki bir anısından, gittiği bir ülkeden yada sahilden yada bir kişiden etkileniyor. Bu da niş parfümleri, diğer parfümlerle karşılaştırdığınızda biraz daha ‘Haute couture’ konuma yerleştiriyor.

Ancak bunun ‘pahalı’ algısı yaratmaması bizim için çok önemli, çünkü tasarımdan bahsedildiğinde fiyatların çok yüksek olacağı gibi bir algı oluşuyor. Ancak fiyatlar hiç de korkulduğu gibi değil. Bizim mağazamızda parfümler 140 TL ile 505 TL arasında değişen bir fiyat yelpazesi ile satılıyor.

-Parfüm haricinde butiğinizde farklı ürünlerin satışı mevcut mu?

Butiğimizde kokusuyla fark edilen Tiziana Terenzi’nin oda kokuları ve mumları, Gianna Rose Atelier’in sabunları ve New York’tan getirdiğimiz The Laundress’in çamaşır temizlik ürünleri de bulunuyor.

-Parfümün özellikle tasarımından sonra şişelenmesi ve muhafaza edilmesi neye bağlıdır? 

İçerisinde herhangi bir safsızlık olmaması gerekir, bunun için süzme ya da soğukla şoklama kullanılır. Bunun haricinde kimi hammaddeler zamanla renk değiştirir, bunun için koyu şişeler kullanılabilir. Muhafaza ederken ise parfümünüz direkt güneş ışığına maruz kalmamalıdır ve oda sıcaklığında saklanmalıdır.



-Parfüm tasarımı yaparken nelere dikkat edilmelidir? 

Genel parfüm sektörü için cevaplayacak olursak; tasarımı taşıyacak ürünün tarzı, kime hitap ettiği, nerelerde satılacağı, konsepti, yılın hangi döneminde lansmanının yapılacağı çok önem taşır.

-Bir kadın ya da erkek parfüm seçerken nelere dikkat etmelidir? 

Parfüm üst, orta ve dip notalardan oluşur. Parfüm seçiminde mutlaka kendinize zaman tanımalısınız, parfümü sıktığımızda ilk kokladığımız ağırlıklı üst notalardır, daha sonra, orta ve dip notaları koklarız. Parfüme ise asıl karakterini veren orta notalardır, bunları koklamamız da 15-30 dk'mızı alabilir. Dolayısıyla karar vermeden önce üzerinize sıkıp 1 saat kadar değerlendirmeniz en sağlıklısıdır. Hammadde ya da içeriklerle ilgili karar vermek bazen yanıltabilir. Örneğin ben gül sevmem diyen bir kişinin, gül ihtiva eden bir parfüm seçmesi çok rastlanılan bir gerçektir. Unutulmamalıdır ki parfüm bir kompozisondur, tek hammadde ile değerlendirmek yanıltabilir..

-Parfüm kullanamayan kişilere önerileriniz nelerdir? 

Alerji yapması veya alkol ihtiva etmesi gibi sebeplerden dolayı bazı kişiler kullanmayı tercih etmeyebiliyor. Alerjen içermeyen parfümler ya da katı parfümler bu kişiler için alternatif olabilir. Teninde parfüm kullanmak istemeyen kişiler için, mağazamızda kumaş kokuları, çekmece içi kokuları bulunuyor. The Laundress’in kumaş kokularının tasarımı parfümerler ile yapıldığı için son derece kreatif kokuları. Bunlar tercih edilebilir..

-Son olarak ulaşmayı hedeflediğiniz bir hayaliniz var mı? 

La Déesse markasıyla ürün yelpazesi yaratmak şu anda en büyük hayalimiz.

Röportaj; Selin Çetinkaya & İlknur Şener  
Kaynak; tıktık!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...